FAIL (the browser should render some flash content, not this).
 





Aferin Nafi Efendi!

Son Hattatlar’da anlatıldığına göre:

Hattat Nafi Efendi’nin babası Derviş Mustafa Efendi, Şehremini civarındaki evinden oğlu ile hizmetçisi yaya olarak Babıaliye gelirdi. Bir gün Reisülküttab tesadüfle:

“Mahdumunuzu niçin yaya getiriyorsunuz?” demesiyle “Şayet ilerde büyük bir makam sahibi olursa uzak yerlerden yaya gelip kendine müracaat edenlerin ne kadar zahmet çektiklerini anlasın da ona göre işlerini teshil ve teşri etsin diye yürütüyorum.” Cevabını vermiştir.

İşte bu terbiye ile yetişen Nafi Efendi, sonraları Divan-ı Hümayun Kalemi hulefalığına tayin olundu. Yazdığı tezkire ve mazbatalar padişah Sultan Mahmud’un çok hoşuna gittiğinden gizli işlerini O’na yazdırmak için yanına aldı. Artık Mabeyn Katibi olan Nafi Efendi bilgi, beceri ve edebiyle herkesin takdirini kazanıyordu.

Bir gün, evine tanımadığı bir adam geldi. Bir mazbatanın padişaha arz olunup arz olunmadığını haber verirse bir kese altın takdim edeceğini söyleyip keseyi önüne koydu. Nafi Efendi fena halde hiddetlendi:

“-Böyle bir edepsizliğe müracaat ettiğinden dolayı seni cezalandırmak lazımsa da hiç kimseye fenalık etmek adetim olmadığından seni Cenabı Hakk’a havale ederim.” Diyerek adamı kovdu.

Ertesi gün saraya gelip huzura girince söz konusu keseyi gördü. Padişah:

“-Aferin Nafi Efendi! Hareketin memnuniyetimize mucip oldu.” Diyerek keseyi kendisine hediye etti.

Nafi Efendi daha sonraki yıllarda Viyana Sefareti’ne tayin olunmuştur. Mütedeyyin bir zat olduğundan Sefarethanede beş vakit ezan okutur, cemaatle namaz kılınırdı.

 
İlgili Bağlantılar:

HatveSanat©  Gizlilik Beyanı Kullanım Şartları
Ana Sayfa   |   HatveSanat   |  Sponsorluk   |   Reklam   |   İletişim